Hayvanlarla olan ilişkisi, o henüz dört yaşındayken adeta üstünden geçen bir atın suratına attığı sıkı bir tekmeyle başlamıştır. Üniversite sınavında üç yıl üst üste kaydırma yaparak, 24 tercih seçeneğinin en sonuncusu olarak yazdığı Mehmet Akif Üniversitesi Veteriner Fakültesi'ni kazanmış, ilk yıl asla derslere iştirak etmeyerek sınıfta kalmış, ezkaza bir büyükbaşın doğumunda bulunup, doğan yavrunun kalbinin durması ve o sırada uygulanan tıbbi müdahale ile yavrunun hayata dönmesi olayına kadar geçen sürede okuduğu bölüme en küçük bir yakınlık duymamıştır. Fakat o buzağının doğumu dönüm noktasıdır. İşte o zaman âşık olmuştur mesleğe!

Büyükbaş sektöründe yıllarca birçok gecesini, ahırda inekleri sadece izleyerek ve onları anlamaya çalışarak geçirmiştir. Sonrasında tek bir alanla kayıtlı kalmak istemeyip, diğer alanlara merak salmıştır. Bu serüven dört yıl süren, son derece özenli ve çok sevilen bir barınak hekimi olma onuruyla devam etmiştir. Neticesinde, eşiyle birlikte kendi özel muayenehanelerini açmış ve ilk çocuklarından sonra aileye eklenen, biri insan, biri köpek olmak üzere iki yeni bireyle, Cihangir mi yoksa Taksim mi olduğu pek ayırt edilemeyen bir bölgede hizmetlerine devam etmektedirler.